13 - AYVALIK RESİMLERİ

 

GEÇMİŞTE AYVALIK


Ayvalık tepelerinde yel değirmenleri

Ayvalık Tabakhane ve Pirina fabrikaları

Sakarya mahallesinde tabakhaneler ve deri işçiliği. Tepelerde rüzgarla çalışan un değirmenleri


Tepelerde yel değirmenleri, kıyıda zeytinyağı fabrikaları




Fethiye tepeden Ayvalık. Kartpostal 1910 tarihinde Ayvalık’tan Maliye Bakanı Mehmet Cavit Bey’e gönderilmiştir. Mehmet Cavit Bey (1875-1926) İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen isimlerindendir. Lozan Konferansı görüşmelerinde Ankara Hükümeti Heyeti içerisinde yer almıştır. 1926 Atatürk’e İzmir Suikastı sorumluları arasında gösterilmiş ve idam edilmiştir.

Potamos (Dereboyu ya da Talatpaşa Caddesi) deresinin açıkta aktığı Patamos sokağı 1930-1940 yılları. 1946-1963 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan Avni Baskın, Atatürk caddesini açmış, derenin üstünü kapatmıştır. 

‘Güzel Ayvalık’ tütün sarılan sigara kâğıdı paketinin üzerindeki resim.


Kanelo önünde bayram kutlaması 1936.

1926 yılında Cumhuriyet Meydanının ana yola bakan kesiminde elektrik santralı kuruldu ve varlıklı kesim evlerine elektrik alarak zeytinyağı dolu kandille aydınlanmaktan kurtuldu. 

Ayvalık meydanı. 1950 yılında meydanın kıyısı dolgu yapılarak genişletildi. 1970 yılına kadar bu alanda bulunan garaj ve elektrik santralı kaldırıldı. İş Bankası binası da bu dönemde yapıldı.

 

Rumların ‘Melek Denizi’, Cumhuriyet kuşaklarının sırasıyla ‘Orta Kahvenin önü’, ‘Orfanoun önü’, ‘Sahil’, ‘Cumhuriyet Alanı Önü’ dedikleri yer. 

Tekneler henüz motorlu değil yelkenli, insanlar kasketli ve şalvarlı, bellerinde kuşak.

Şimdi yerinde Vural pasajının olduğu eski garaj binası.

Vural Pasajı henüz 2 kat

Vural pasajı 1978 son kat inşa ediliyor 1978.


Henüz sahil yolu için deniz doldurulmamış

Denize uzanan iskeleler ve kayıklar.





Ayvalık Elektrik santralı (Jeneratör) binası.

 Denize doğru uzanan burunun başlangıcında 1926 yılında işletmeye açılan elektrik santralı gözüküyor.  

Ayvalık meydanında denize doğru uzanan burun üzerindeki yapılar. En sağdaki elektrik santralı. Tepede İlyas Peygamber kilisesi gözüküyor. Sağda gözüken çan kulesi Agios Yannis Kilisesi ait.


Ayvalık meydanı. Sağdaki binanın yerinde şimdi İş Bankası var.




Ayvalık’ın silüetini oluşturan zeytinyağı fabrika bacaları.  Soldaki ilk fabrika Sabuncugil.





Sefa Kapri

Ayvalık tepelerinden Sefa ya doğru. Minare, Kato Panaya Kilisesi’nden dönüştürülen Hayrettin Paşa Cami’sine ait.

Hayrettin Paşa Mahallesi ve karşıda Sefa mevkii. Sağda görülen Agios Nikolaos kilisesidir. Günümüzde yerinde Abdülvahid Sağlam İlkokulu var.


Ayvalık 1954.


Ayvalık Sefa evleri ve çam ağaçları.

Rum Hastanesi ve Phalire yolu. Günümüzde yat limanının bulunduğu bölgenin 20. yüzyılın başlarındaki görünüşü.




Çamlık 1926 yılı
Çamlık mevki Çamlık yolu

Sezai Ömer Madra köşkü ve Çamlık koyu.



Ayvalık parkından Sakarya tepesine bakış. 


Ayvalık Çamlık Laka bölgesi sadece tarım yapılıyor henüz yerleşim yok.

Ayvalık Çamlık 



Aziz Spyrdon Türk mezarlığında yıkıntılar arasında iki çocuk. Türk mezarlığı şehrin kuzeyinde Sakarya camisinin ilerisindeydi. Eski mezarlık olarak bilinir. Muhtemelen 1821’den sonra Türk mezarlığı olarak kullanılmaya başlanmıştı. 

Santa Claus mahallesinde harap olmuş binalar önünde rahip ve kızılhaç görevlisi

Doktor ve Kızılhaç görevlisi harap olmuş bir evin önünde

Hayvan pazarı ve henüz yıkılmamış kilisenin çan kulesi.

Sahilde 1970’lere kadar açık olan yazlık sinema.

 Ayvalık 1930 yılı camiye dönüşen kiliselere henüz minare yapılmamış.

Armudova Hacıatanas – Trikopi  Çiftliği. Armudova günümüzün Gömeç’idir. Çiftlik ise ününü hala Kızlar Çiftliği olarak sürdürmektedir. Cumhuriyet sonrası Ayvalık’ta önce Kaymakamlık daha sonra Kız Lisesi olarak kullanılan sarımsak taşından güzel yapı, bu çiftlik sahibinin evidir. Bu kişinin Anadolu seferine katılan Yunan komutan Trikopis ile bir ilişkisi yoktur.




Sol tarafta duvarlar içindeki yerin eski mezarlık olma olasılığı yüksek












Palabahçe

Palabahçe



Agios Georgeos (Çınarlı Cami) mahallesinin 1842 tarihli yapım tabelasıyla Ayvalık'ta ayakta olan en eski ev.     (Kaynak: Dimitrios E. Psarros -Ayvalık – Taylan Köken)




GÜNÜMÜZDE AYVALIK

Aşağı Mahallede (Kato Poli) Üçgen bina diye bilinen ev ve sağda Macaron Marjolaine Hotel










Dedemiz İbrahim Yatkın evi

13 Nisan Caddesi





AVRUPA VE EGE ADLARI NEREDEN GELİYOR?

 Europa, Doğu Akdeniz’de Fenike’de yaşayan çok güzel bir kızdır. Tanrı Zeus görüp aşık olduğu Europa'ya yaklaşabilmek için beyaz bir boğa kılığına girer. Europa sahilde arkadaşlarıyla eğlenirken, altın sarısı renkte boynuzları olan görkemli beyaz bir boğa görür. Çok beğendiği boğaya biner. Zeus’dan başkası olmayan boğa hemen dalgaların üstüne atılır ve genç kızı Girit’e götürür. Girit’te evlenen Europa ile Zeus’un üç çocukları olur; Minos, Sarpedon, Rhadamanthys. Minos, Girit Adası'na hükmederek Minos uygarlığını başlatır. Sarpedon Batı Anadolu’da Lykia kralı olur. Rhadamanthys ise öldükten sonra yer altı dünyasında yargıç olur. Çapkın Zeus, Europa’yı başka bir kadın için terkedince Europa  Girit kralı ile evlenir. Zeus’un oğlu Minos, Girit kralı tarafından evlat edinilir. Sonrasında da Girit kralı olur. Minos babası Zeus’un öğütlerinin yardımıyla güçlü bir uygarlık kurar. Bu Avrupa kıtasının da ilk uygarlığıdır.

Poseidon çok ünlü ve güzel beyaz damızlık bir boğaya sahiptir. Europa’nın Zeus’dan olan oğlu Minos dışında, Zeus terkedince evlendiği Girit kralından da iki oğlu vardır. Anne Minos’a gerçeği anlatır. Babanın ölümünden sonra kral olmak isteyen kardeşler kavga ederler. Minos kendisinin Zeus’un oğlu olduğunu söyleyince kardeşleri bunu kanıtlamasını, bu durumda onun kral olmasına razı olacaklarını söylerler. Babası Zeus’u bulamayan Minos, amcası Poseidon’dan yardım ister. İsteği ünlü beyaz boğanın bir süre için kendisine verilmesidir. Poseidon, eğer kral olduktan sonra boğayı geri getirmezse başına kötü şeyler geleceğini söyler. Minos kabul eder. Poseidon, diğer kardeşlerin önünde bu beyaz boğayı denizin köpüklerinin arasından yeryüzüne gönderir. Minos kral olur ancak verilen hayvan o kadar güzeldir ki Minos kurban etmeye kıyamaz ve onun yerine başka bir boğa kurban eder. Bu durumu farkeden Tanrı Poseidon çok kızar ve krala ders vermek için Minos’un karısını boğaya aşık eder. Boğa ile kralın karısından insan bedenli boğa başlı bir canavar olan Minotauros doğar. Kralın talimatıyla  mimar Daidalos, canavar için içinden hiçbir kimsenin çıkmayacağı Labyrinthos’u inşa eder. İnsan etiyle beslenen Minotauros buraya kapatılır. Bu arada Atina kralı Aegeus’un her yıl düzenlediği  Panathenaic oyunlarında, Girit kralı Minos’un oğlu Androgeus tüm yarışmaları kazanıyordu. Bu duruma çok kızan Atina Kralı Aegeus kıskançlıkla kral Minos’un oğlunu öldürür. Bunun üzerine Girit, Atina’ya savaş açar ve kenti kuşatır.  Savaşta Atina yenilince, Girit’te yaşayan canavar Minotauros’ya her yıl 7 erkek 7 kadın kurban vermeyi kabul eder. Yıllarca bu kurala uyulur. Sonunda Atina kralı Aegeus’un oğlu Theseus bu canavarı öldürmeye karar verir. Atina kralı oğlu Theseus’u Girit’e gemi ile yolcu ederken ondan şu istekte bulunur. Eğer sağ olarak geri dönersen direğine kara yelken yerine beyaz yelken çek ki gemini ufukta gördüğümde yaşadığını anlayayım. Theseus hareket etmeden önce Delphoi Apollon’una başvurarak geleceğini öğrenmek ister. Verilen yanıt, Aphrodite’nin yardımını istemesi ve dönüşünde ona bir tapınak kurmasıdır. Theseus yelkenlisiyle Girit’e vardığında, Aphrodite, Girit kralı Minos’un kızı Ariadne’yi Theseus’a aşık ederek ona yardım etmesini sağlar. Ancak Ariadne, onunla evlenmesi şartıyla ona yardım edeceğini söyler. Ariadne, labirentin planını çalarak Theseus’a verir. Ayrıca bir ucunu kendi beline bağladığı bir yumak ip vererek dönüş yolunu kaybetmesini önler.

 Ariane, sevdiği Theseus’dan Girit’ten birlikte ayrılmaları ve kendisiyle evlenmesi konusunda söz alır. Theseus, Labyrinthos’ta Minotauros’u uykuda bulur ve öldürür. İpliği izleyerek çıkışı bulur. Ariane ile birlikte gemisine biner ve Atina’ya dönüş yoluna başlar. Naksos’da(Nakşa adası) mola verirler. Ariane uyandığında Theseus’un kendisini bırakarak gittiğini görür. O adaya yolu düşen Dionysos, Ariadne’yi görünce âşık olur ve evlenirler. Ariadne, genel yapısı içinde aşk nedeniyle ülkesine ihanet edebilecek kadın kimliğini sergiler. Ayrıca ilk gördüğü yabancıya sonsuz derecede güven duyabilen saf bir kadın tipidir. Theseus ise, Atina’dan yola çıkarken onurlu, yürekli bir kimlik sergilerken, Ariadne ile ilişkisinde masum ve ona sonuna kadar inanmış bir genç kızı yabancı bir yerde terk edecek kadar da negatif bir kimlik sergiler. Yorgunluktan bitkin düşmüş Theseus dönüş yolunda beyaz yelken çekmeyi unutur. Günlerdir gözü ufukta olan kral Aegeus, uzaktan gemiyi gördüğünde beyaz yelkenlerin açılmadığını farkedince, oğlunun acısıyla kendini uçurumdan denize bırakır ve bu sular o günden beri adını Kral Aegeus anısına Ege denizi olarak anılır. Theseus’da Atina kralı olur. Avrupa ve Ege adlarını bu mitolojik öyküden alırlar.

Bu mitosda önemli olan Europa adlı kızın adının bir kıtaya verilmiş olmasıdır. Ayrıca Zeus’un Europa’yı hamile bıraktıktan sonra Olympos’a dönüşü çapkın kocaların çapkınlıklarının ardından eve döndüklerinin bir göstergesidir. Bu mitos’un MÖ ikinci ve üçüncü binde Girit’te oluşturulmuş bir mitosun Zeus ile birinci binde değiştirilmiş hali olma olasılığı yüksektir.

Poseidon’un tapınaklarının yoğun olduğu yerler Batı Anadolu ve adalardır. Sahil şeridi, denize hâkim olma açısından tanrının deniz tanrılığı işlevine en uygun noktalar olarak karşımıza çıkar. Batı Anadolu’da Panionion denilen yerde bir Poseidon Helikonios kültü vardır. Bu kült, Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya göç eden ve 12 İon kentini kuran İonlar tarafından kurulmuştur. Bu kült, ilk kez etnik kimlik belirleyen bir kült olup azınlık psikolojisi ile yeni gelinen bir ülkede etnik kimliği koruma ve dayanışma içinde olabilmek için dinsel bir çatı altında birleşmeyi sağlayan tek külttür. Bu kültün her yıl Panionion’da kutlanan bayramlarına 12 İon kentinin dışında hiçbir kent katılamıyordu. Bu 12 İon kentinde yaşayan ancak İon kökenli olamayanlara da katılım yasaktı. Burada tanrıya adanmış olan tapınağın yanı sıra anıtsal 9 basamaklı bir sunaktan antik yazarlar söz ederler. Yine bu antik yazarlara göre bu kültte 9 rakamı çok önemlidir. Bu nedenle de basamakların sayısı 9 olup tanrıya 9 tane kurban sunuluyordu ancak 9 rakamının önemi ve kökeni bilinmemektedir. Tanrı Poseidon, deniz altındaki sarayından aynı Hades gibi çok az yeryüzüne çıkar. Karısı Amphitrite’yle evliliğinden doğan çocuklar düşsel yaratıklardır. Tanrılar dünyası yaratılırken insanoğlu tanrının işlevlerini tanrıyı yaşatacağı doğa ile de bütünleştirmiştir. Aslında insan çok iyi bir doğa gözlemcisidir. Poseidon’un da çocuklarını düşsel yaratmasının sebebi denizde yaşayan canlıların insana benzeyen kimliklerinin olmayışındandır. Ancak anne ve babanın insan görünümünde oluşları bunlara da yarı insan yarı hayvan diyebileceğimiz düşsel (doğa üstü) görünümler verilmesine neden olmuştur. Titanlar Savaşı (Titanomakhia) sırasında Kykloplar Poseidon’a üç dişli yabayı (asayı) vermişlerdi. Bu asa tanrının her an elinde taşıdığı bir simgedir. Yine simgelerinden biri denizler hâkimi olduğunu gösteren balıktır. Tanrılar genelde evlenirken tanrılar toplantısı diyebileceğimiz şölenlerde bir araya gelirler. Ambrosia ve nektar içerler. Bu içkiler ancak tanrıların ölümsüz içkisi olup tanrılar ölümsüzleştirmek istedikleri kişilere de bunlardan içiriyorlardı.

Tanrı Poseidon’un yabani atların koruyucusu olduğu Athena öncesi dönemdeki koruyucu tanrı işlevini myhthoslardan ve arkeolojik malzemelerden bilmekteyiz. At üzerinde betimlenen tek tanrıdır. Tanrı eyersiz ata biner. Atın eyersiz olması yabani atın simgeler. Tanrının en korkutucu işlevi Poseidon Asphaios adı altında depremlerin yaratıcı tanrısı oluşudur. Gerçekte burada da insanoğlu antik dönemden bugüne değin Ege Havzasının deprem gerçeğine özellikle kıyılarda konumlanmış bir tanrıya akılcı yaklaşımı ortaya koymuştur. Troia Savaşı’nda Poseidon her ne kadar Akha yanlısı gibi gözükse de Anadolu’ya bir yatkınlığı olduğu Apollon ile birlikte yıkılmaz Troia surlarını yapmasından anlaşılmaktadır.

 


 

KAYNAKÇA

 

Ahmet Yorulmaz                            - Ayvalık’ı Gezerken

Ayşe Nükhet Adıyeke,

Nuri Adıyeke                                 -  Osmanlı Dönemi Kısa Girit Tarihi 

İlkay Südaş                                      - Avrupa Ülkelerinden Türkiye’nin Batı Kıyılarına Göçler

Berrin Akın                                     - Ayvalık Evleri’nin Cephe Karakterinin Oluşumuna Etki Eden Faktörlerin   Değerlendirilmesi

Elif Yılmaz                         - Demirden Leblebi: Girit, Ayvalık’a Yerleşen Girit Mübadilleri

Prof. Dr. Mustafa Turan,

Musa Gürbüz                                 - Yunan Bağımsızlık Düşüncesinin Tarihi Temelleri ve Tripoliçe Katliâmı

Mehmet Kerem Özel                    - Kent Strüktürü İle Tapınma Yapıları Arasındaki İlişki Bağlamında Ayvalık Hamidiye Camisi

Ayvalık Belediyesi           - Ayvalık Kent Gezi Rehberi

Ayvalık Belediyesi           - Adım adım Ayvalık

Ayvalık Belediyesi           - Aydabir Ayvalık Mart 2017

Ahmet Rasim Barkınay   - Adalar Deniz Klavuzu

Prof. Dr. Recep Efe, Prof.Dr. Abdullah Soykan, Doç. Dr. İsa Cürebal, Yard. Doç. Dr. Süleyman Sönmez

-Edremit yöresi yağhaneleri

Taylan Köken                   - Ayvalık Adı Nereden Geliyor?

Taylan Köken                   - Ayvalık Çanı ve Baltazzi Ailesi

Yücel Bozdağlıoğlu          - Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ve Sonuçları

Gökçe Bayındır Goularas             - 1923 Türk-Yunn Nüfus Mübadelesi ve Günümüzde Mübadil Kimlik ve Kültürlerinin Yaşatılması

Neriman Şahin Güçhan               - Tracing the Memoir of Dr. Şerafeddin Mağmumi For The Urban Memory of   Ayvalık

Yrd.Doç.Dr. Yasemin İnce GÜNEY,

Yrd.Doç.Dr. Hatice UÇAR             - XIX. Yüzyıl Ayvalık Kiliselerinde Ahşap Konstrüksiyon Teknikleri

Actual Medicine                            - Bergama Krallığı'ndan Bugüne Anadolu'nun Çam Fıstığı Diyarı: Kozak Yaylası

İnci Olgun,

Kumru Çılgın,

Derya Altıner,

Esra Turgut,

Meryem Ergün,

Timuçin Kaan Manco                   - 2 Yaka 1 Coğrafya: Ayvalık ve Lesbos Kırsalı

Melike KAPLAN,

Seda KARAÖZ ARIHAN                 - Antik çağdan Günümüze Bir Şifa Kaynağı: Zeytin ve Zeytinyağının Halk Tıbbında Kullanımı

Taylan Köken                                  - Ayvalık Depremleri

Tanju İzbek                                    - Tarih ve Toplum Dergisi Sayı:156 Aralık 1996

Ayten ERDEM,

Rabia ÖZAKIN,

Uzay YERGÜN                                - Ayvalık (Balıkesir) Alibey/Cunda Adası Kentsel Mimarlık Envanteri 2005-2006

Doç.Dr.Serap Taşdemir                - Ayvalık Türk Ocağı ve Etkinlikleri

Doç.Dr.Serap Taşdemir               - Ayvalık’ta Spor Hayatı (1924-1950 Yılları Arası)

Zeki Arıkan                                     - 1909 Ayvalık Hadisesi

Kemal Arı                                       - Türk Ticareti Bahriyesi ve Mübadele Gemileri

Esra Halıcı                                       - Orhan Peker ve Türk Resim Sanatındaki Yeri.

John Freely                                    - Anadolu’da Yunanlılar.

İsmail Gezgin                                 - Sanatın Mitolojisi

Ahmet Rasim Barkınay                - (çeviren Taylan Köken) – Adalar Deniz Kılavuzu

Ahmet Uhri                                    - Boğaz Derdi

Oğuz Tekin                                     - Eski Yunan Tarihi

Ece Yüksel                                      - 17. Yüzyıl Sonu, 18. Yüzyıl Ortası ve 19. Yüzyıl Başında Yabancı Seyyahların Gözünden Batı Anadolu Antik Kentleri

Prof. Dr. Mustafa Turan,

Musa Gürbüz                                 - Yunan Bağımsızlık Düşüncesinin Tarihi Temelleri ve Tripoliçe Katliamı.

Dilek Özdoğan                               - Türkiye’de Zeytinyağında Kalite ve Markalaşmanın İncelenmesi

Yılmaz Büktel                                  - “U” Narteksli Geç Dönem Kiliseleri II – Ayvalık

 

http://www.mparaschos.com/aivali/Sources.html

http://www.mparaschos.com/Homecoming/House_hunting.html

http://www.mparaschos.com/Homecoming/Photos.html#grid

http://arkeodenemeler.blogspot.com/

http://mitoloji-mithology.blogspot.com/2008/12/yunan-mitolojisi.html

https://kaankoksal.blogspot.com

 

 




Comments